11 ŞUBAT İran’da İslam Devrimi’nin 39. yıl dönümü olarak kutlanıyor - VİDEO-HABER

Toplum 0


Bişkek (Golden Bridge NewsHöküme Halilova, Ramiz Meşedihesenli) TÜRKEL Yayın Grubu olarak İranİslam Cumhuriyeti Bişkek Büyükelçisi Sayın Ali Motcaba Ruzbehani ile bir röportaj gerçekleştirdik. İran İslam Devriminin 39.yıl dönümü ve Kırgızistan-İran ilişkileri konusu üzerine Büyükelçi soruları cevaplandırdı.

Büyükelçi Ali Motcaba Ruzbehani konuşmasına Besmeleyle başladı:

Bismillahirrahmanirrahim.

Önce size hoş geldiniz diyorum. Bana bu fırsatı da verdiğiniz için teşekkür ederim. İran İslam Devriminin Zaferi'nden bu yana 39 yıl geçti ve ülkemiz bu 39 yılda uzun ve zorlu yolculuklardan geçti. İlk on yılda İslam Cumhuriyetinin en önemli başarısı; ülkenin bağımsızlığını canlandırmak, Amerika başkanlığındaki dış güçleri, özellikle Batılı güçlerin, diktesi altından ülkenin uzak durmasına çaba göstermemiz oldu. Bu, Devrimimizin en önemli başarısıydı. İran İslam Devrimi başarıların temelinde ve yasalar çerçevesinde İslam ışığının dini öğretilerinde insanların özgürlükleri yönünde bir canlanma oldu. Bu bağlamda, birçok başarıya imza attık ve bu özgürlükler sayesinde halkımız, ülkesinin siyasi kaderini belirleme ve bunlara nüfuz etme imkânı buldu. Ayrıca İran İslam Devriminin zaferi sayesinde hükümet ve kamu sektöründe İslami değerlerin canlanma ve yaşamı seviyeleri toplumun her alanında uygulanmaya başladı.

İran'da İslam Devrimi, özünde hâlâ önemli bir amaç ve devrim başarılarından biri antik İslam öncesi ve İran kültür postislamik bir kültür devrimi canlanması olduğunu ortaya koymuş oldu. Bu yöndeki eylemlerimiz çok başarılıydı. Bir kısmı uzun yıllar dış güçler tarafından çalınan kültürel mirasımızdan kaynaklanan kültürel değerlerimizin çoğu şimdi restore ediliyor.

Ülkemizdeki üniversite ve öğrenci sayısı önemli ölçüde artmıştır. Bilimde, kademeli olarak yerli kaynakların desteği ile hem evde hem de ülkede yeni teknolojiler ve yenilikçi teknolojiler üretmeye başlamış bir düzeye ulaşıyoruz. Bilimsel ve kültürel alanda şimdi İran'da çok sayıda bilimsel ilmi gelişme var. İran, eczacılık ve ilaç endüstrisi, tıp alanında nanoteknoloji ve nükleer üretim alanında da dahil olmak üzere, bilimsel başarıları için dünyada ilk on ülke arasında yer alıyor ve bazı bilimde dünyadaki ilk üç ülke arasındayız ve tüm bu başarılar İslam Devriminin meyveleridir.

Ayrıca sektör alanında birçok başarılar var. İran'da birçok sanayi kuruluşu inşa edildi ve faaliyete geçirildi. Altyapının yeniden yapılanması alanında hem büyük şehirlerde hem de ülkenin uzak bölgelerinde çok şey görüldü. Uzay havzasında, şu anda kendimiz ve kendi taşıyıcı roketlerimiz araştırma uydularımızı uzaya göndermek, yerini belirlemek ve kendimiz kurmak gibi bir seviyeye ulaştık ve tüm bunlar, İran İslam Devrimi'nden sonra mümkün olan başarılarımızın sadece çok küçük bir parçası.

TÜRKEL: Muhterem Büyükelçi, İran’la Kırgızistan arasındaki ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Büyükelçi: İran ile Kırgızistan arasındaki ilişkiler konusunda bu ilişkinin Kırgızistan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığından sonraki dönemle sınırlı olmadığını belirtmek gerekir. İran ve Kırgız halkları arasında birçok tarihsel dönem için yakın ilişkiler mevcuttu. İki ülke, "Büyük İpek Yolu" güzergahı üzerinde olmakla her iki halkın içinde birçok benzerlikler yaratarak, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimine katkıda bulunmuş, yakın kültürel, ticari işbirliği vardı. Bu nedenle, İran, bu ülkedeki elçiliğini açan ve Kırgızistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biridir. Geçtiğimiz yıl, iki ülke arasında resmi ilişkilerin kurulmasının 25. yıldönümünü kutladık. Dediğim gibi, Kırgızistan ile ilişkilerimizin tarihi yalnızca bu ülkenin bağımsızlığı dönemiyle ölçülmemiştir. 25 yıldır ilişkimiz çok iyi gidiyor. Bu ilişkiler kısmen ataların yarattığı, koruduğu ve bize bırakmış olduğu bir mirastır. İlişkilerimizin gelişmekte olan alanlarından biri kültürlerimizin ortaklığına dayanan kültürel işbirliği. Ortak festivaller, film haftaları, kültür günleri, yuvarlak masa toplantıları, seminerler düzenlenmesi iki ülke arasındaki kültürel etkileşimin başarısının bir göstergesidir.

Neyse ki, iki ülke arasındaki siyasi etkileşim de dinamik bir süreçten geçti. Bazı aşamalarda, bu etkileşimlerin oranı daha küçük veya daha büyüktü, ancak süreç dinamik olarak gelişiyor. Son 3-4 yılda, ilişkilerin gelişme hızı önemli derecede arttı ve bu da siyasi alanda işbirliği kapsamının genişletilmesine yol açtı. Ülkelerimizin başkanları birbirlerini ziyaret etti. Bu karşılıklı ziyaretlerin önemli başarıları, ilişkileri genişletmek için uygun koşullar yaratan çok önemli belgelerin imzalanmasıydı.

Ekonomik alanda iyi ilişkiler geliştirdik. Ne yazık ki, iki ülke arasındaki ilişkinin bu kısmı diğer alanlarla "adım adım atılmadı". Bunun sebeplerinden biri belki de Kırgızistan'ın coğrafi olarak İran İslam Cumhuriyeti'nden uzakta olması ve Kırgızistan ile ticaret yapmak için birçok ülkenin topraklarını geçmek zorunda kalmasıdır. Bu da, maliyetlere yol açmakta ve tacirlerin maliyetini arttırmakta ve ticaret ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmayan çok zaman gerektirmektedir. Aynı zamanda İran'ın barışçıl nükleer programı konusundaki tartışmalar nedeniyle uzun yıllardır İran'a haksız yere uygulanan haksız yaptırımlar getirildi. Bütün bu faktörlerin ekonomik alanda karşılıklı işbirliği üzerinde etkisi olmuştur. Neyse ki, Kırgız Cumhuriyeti Hükümeti ile birlikte, var olan tüm engelleri kısa süre içinde kaldırmayı ve ilişkileri geliştirmeyi kabul ettik. Bankacılık sektörüyle ilgili zorluklar, İnşallah, yakın gelecekte çözülecek. Şu an basitleştirilmiş bir vize rejiminin uygulandığı, Yaradan’a şükreden İranlılara Kırgızistan vizelerinin verilmesinde kolaylıklar sağlanıyor. Ayrıca, ekonomi alanında işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunacak ülkelerimizin başkentleri arasında doğrudan uçak seferleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Kırgızistan ile ilişkilerin ilerlemesinin bir göstergesi hâlen hukuk, düzen ve güvenlik alanlarında işbirliğini geliştirdiğimiz gerçeği olarak düşünülebilir. Sadece iki ülke için değil tüm bölge için ortak olan tehdit ve tehditlerle mücadele konusunda işbirliği yapmaya çalışıyoruz. Yasadışı uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, aşırılık yanlısı, Takfıri ve terörist gruplar gibi tehditler, ülkelerimiz arasında hukuk, düzen ve güvenlik alanlarında işbirliği kurmak için ön koşullar yaratılmaktadır.

Bu alandaki ilişkilerimizin en önemli anı, geçen yıl iki ülke Hükümeti düzeyinde geliştirdiğimiz bir "yol haritası" olarak düşünülebilecek Uzun Vadede İşbirliği Programını onaylamasıdır. Önümüzdeki on yıl boyunca, her alanda ilişkiler geliştirerek bu Program tarafından yönlendirileceğiz.

TÜRKEL: İran'da Kırgız girişimleriyle ilgili şirketler var mı?

Büyükelçi: Ne yazık ki, Kırgızistan'dan İran'a yatırım yapacak ve orada çalışacak böyle bir şirket yok. İranlı ortaklarıyla işbirliği yapan bazı ticarî firmaları var. Aktif olarak iş yapıyorlar, İran'a giderler, ticarî işlerini yürütürler. Fakat ne yazık ki İran'da kayıtlı Kırgız şirketleri yok. Ancak yakın gelecekte tüm bunların olacağını umuyoruz.

TÜRKEL: Kırgızistan’da İran Diasporası ile ilişkileriniz şuanda hanki aşamadadır?

Büyükelçi: Kırgızistan'da yaşayan İran diasporası ile birçok ortak etkinlik düzenliyoruz. Birlikte ulusal bayramları, Nevruz bayramını kutluyoruz, İran'da İslam Devriminin zaferine adanmış kışın en uzun gecesi olan "Shabe Yalda (Şeb-i Yelda)" olarak kutluyoruz. Buna ek olarak, birlikte çeşitli spor ve kültür etkinlikleri düzenliyoruz. Bu etkinliklerden bazıları İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliğimizdeki Kültür Heyeti tarafından yapılır. Burada yaşayan İranlılar az sayıda olmalarına ragmen, Kırgızistan'da mecazi olarak "iyi misafirler" diyorlar.

TÜRKEL: Son olarak başka söylemek istedikleriniz var mı?

Büyükelçi: Bence güvenlik sadece fiziksel ve maddiyatla sınırlı olmamalıdır. Biz İnsanlar manevi güvenliğe ihtiyaç duyuyoruz. Dünyadaki her insana güvenlik diliyoruz. Bazen, Batı medyasının insanları zihinsel güvenlikten mahrum ettiğini görüyoruz. Yanlış bilgi oluşturup yayarak, insanların huzursuz zihinsel durumuna neden olurlar. Yani, masallarıyla insanlarda yanlış alarm, yanlış tecrübeler ve korkular gelişirler. Umarız dünyanın bütün halkları barışa, uyuma ve refaha ulaşacaklar. Üstelik İslam da buna çağrıda bulunur. İslam aslında tüm insanlığın mutluluğu için zühur etmiştir. Umarız tüm insanlar mutlu bir yaşam kazanır. Tüm komşularımızın - Orta Asya, Kafkaslar, Türkiye, Irak ve Afganistan'ın refaha kavuşmasını diliyorum.

Orta Asya halklarının mutluluğu ve refahının iyi olduğuna inanıyorum. Özellikle Kırgız halkı, bizim dostlarımız ve kardeşlerimizdir. Kırgız halkına mutluluk, refah, sakin, istikrarlı, güvenli yaşam ve başlarının üstünde huzur dolu bir gökyüzü olmasını, ayrıca, bu dileklerimi İran halkına da iletiyorum. Her iki halkın da barış, dostluk ve refaha kavuşmasını diliyorum.