• 86.5
  • 91.38
  • 0.86

16 Kırgızistan Notları 1 ve 2 (Göçebe Oyunları - Türk Konseyi)

Haber analiz 0

BİŞKEK, 16 Eylül 2018 /Kabar/. KKTC Meclis Başkanı Eski Ozel Kalem Müdürü, araştırmacı-gazeteci, yazar Kırgız Hükümetinin davetlisi olarak 3.Dünya Göcebe Oyunları'nın misafiri Gökhan Güler'in GBNews'e aktarılan Notlarının 1 ve 2.Bölümünü okuyucuların dikkatina takdim ediriz.

Kırgızistan Devleti’nin daveti üzerine geçtiğimiz hafta‘’3. Dünya Göçebe Oyunları’nı‘’ izlemek üzere Bişkek üzerinden yaklaşık 5 saatlik otobüs yolculuğunun ardından Issık Gölü’ne gittim.

Issık Gölü(ılık göl) Türk tarihi açısından son derece büyük bir öneme sahiptir. Kaşgarlı MahmutIssık Gölü’nü Divanı Lügati’t Türk’te Türk Gölü olarak nitelendirmiş, Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacib ise1019 yılı civarında Karahanlıların tarihi başkenti Balasagun’da(Issık Gölü yakınlarında) dünyaya gelmiştir.

Issık Gölü ayrıca dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un kitaplarına ilham kaynağı olmuş özel bir yerdir. Aytmatov,Issık Gölü’nden ilham alarak kitaplarında sıklıkla Türk dünyasının birleşmesini öne çıkaran yazılar kaleme almıştır.

3. Dünya Göçebe Oyunları’nın Açılış Töreni 2 Eylül 2018 Pazar akşamı gösterişli büyük bir organizasyonla gerçekleşti. Kırgızistan Cumhurbaşkanı SooronbayCeenbekov'un ev sahipliğinde gerçekleşenaçılış törenine, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Tataristan Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov ve Macaristan Başbakanı ViktorOrban katıldı.
4. Dünya Göçebe Oyunları’na bu yıl 74 ülkeden bin 986 sporcunun katıldığı açıklandı. Tarihteki Türk kavimlerin hayatına ve medeniyetine ışık tutmayı amaçlayan oyunlarda, 174 altın, 173 gümüş, 247 bronz olmak üzere toplamda 594 adet madalya ve 507 bin dolarlık ödül dağıtıldı. Kırgızistan’ın ev sahipliğinde 2-8 Eylül'de gerçekleşen 3. Dünya Göçebe Oyunları’nın galibi 103 madalya ile Kırgızistan oldu.

Türk Devlet başkanlarının oluşturmuş olduğu Türk Konseyi’nde alınan bir kararla 2020 yılında 4. Dünya Göçebe Oyunları’nın Türkiye’de yapılması yönünde karar alındı. Bu doğrultuda 3. Dünya Göçebe Oyunları kapanış töreninde Kırgızistan Başbakanı MuhammedkalıyAbılgaziyev2020’de Oyunlara ev sahipliği yapacak olan Türkiye Cumhuriyeti adınaGençlik ve Spor Bakan Yardımcısı HamzaYerlikaya’ya 3. Dünya Göçebe Oyunları’nın Bayrağını ve totemi olarak belirlenen buzul suyu koyulan kutsal şişe olan Köökör’ü teslim etti.
3. Dünya Göçebe Oyunlarının kapanış programının başında, dev ekranlarda, oyunların sembolü haline gelen buzul suyunun, Kırgızistan’ın Issık Göl bölgesinin doğusunda yer alan Tanrı Dağlarının en yüksek buzulu olarak bilinen Han Tengri (Göklerin efendisi dağı) buzuldan alındığı gösterildi.

Kırgızistan Devleti’nin Dünya Göçebe Oyunları’nın açılış, kapanış ve organizasyon süresi bakımından son derece ciddi bir hazırlık dönemi geçirdiğinin altını çizmek gerekir. Organizasyon Hipodrom, Kapalı Spor Salonu ve Kırçın Yaylasındaki etkinlikler çerçevesinde gerçekleştirildi. ( Konuya daha fazla ilgi duyanlar yazılı bilgi için google‘da ve video görüntüleri için ise youtube‘da arama yapmalarını tavsiye ediyorum.)

Türk halkların örf, adet ve geleneklerinin yaşatılması maksadıyla organize edilen oyunların özellikle Kırçın Yaylası’nda yapılan kısmı kesinlikle görmeye değerdi.

Bu yılki organizasyona Özbekistan ve Macaristan’ın katılması ayrıca bir renk ve moral kazandırdı. Macaristan’da uzun yıllardır Macar Turan Vakfı tarafından düzenlenen ve Macaristan Parlamentosu tarafından desteklenen Kurultay organizasyonu öyle anlaşılıyor ki bu davete önemli ölçüde vesile olmuşa benziyor.

Macaristan Başbakanı ViktorOrban’ın kendilerinin Kıpçak Türkü olduğunu ifade ederek yaptığı konuşma ise sanırım organizasyona damgasını vuran önemli gelişmelerin en başında gelmektir. Yeri gelmişken 3. Dünya Göçebe Oyunları’nda en ilgi çeken takımların başında Macaristan Takımı olduğunu da özellikle söylemeliyim.

KKTC olarak 2010 yılından bu yana Macaristan’da yapılan Kurultay organizasyonuna KKTC ASAM olarak temsil edilmekte olduğumuzu belirtmek ve 3. Dünya Göçebe Oyunları’nda ise izleyici olarak yer aldığımızın altını çizmek isterim.

Ambargolar altında bulunan gençlerimizin en azından güreş, okçuluk, bilek güreşi vb dallarda 2020’de Türkiye’ de düzenlenecek olan 4. Dünya Göçebe Oyunları içerisinde yaklaşık 80 ülke katılımcıları arasında yerimizi alacağımızı ümit ediyorum.

Dünya Göçebe Oyunları’nda bugüne kadar belki bir şekilde yer alamamış olsak da en azsından 2020’de Türkiye’de düzenlenecek olan 4. Dünya Göçebe Oyunları’nda yer alabilmek için girişimlerde bulunmamız gerekiyor. Bu yönde ilk girişimleri ülkemiz adına başlatmış olduğumu belirtir, devlet yetkililerimizin resmi olarak şimdiden girişimlere şimdiden başlamalarının yerinde olacağını önermek isterim.

Bu duygu ve düşünceler ışığında 3. Dünya Göçebe Oyunları’nın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese ve beni davet eden başta Kırgızistan Devleti yetkilileri adına Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov’a, Kırgızistan Kültür ve Enformasyon Bakan Yardımcısı Aynura Temirbekova’ya, bizleri organizasyon boyunca bir an bile yalnız bırakmayarak her türlü sorunumuzu anında çözümleyen Camanak Musurukanov’a ve Kırgızistanlı genç üniversiteli gönüllüler ordusuna teşekkürlerimi sunuyorum.

Kırgızistan Notları 2 (Türk Konseyi)

Türk tarihi ile ilgili olarak çocukluk yıllarımızdan itibaren gerek okullarda okuduğumuz ders kitaplarında, gerek roman ve makalelerde, gerekse film ve belgesellerde bizlere anlatılan Türklerin tarih sahnesine çıktığı Tanrı Dağları ile Issık Gölü’nü de içerisine alan coğrafyada bulunmanın insana büyük bir heyecan verdiğini ifade etmek isterim.

Öyle ki Divanı Lügati’t Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmut ve Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacib’in bu topraklarda yaşamış ve eserlerini bu coğrafyada yazmış olduğunu bilmek insanın farklı ruh hallerine girmesine sebep oluyor…

Kırgızistan ziyaretim çerçevesinde Tanrı Dağları ile Issık Gölü arasında kalan Çolpon Ata kenti, Cengiz Aytmatov Ruh Ordo(ruhların yeri) Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 6. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Devlet Başkanları Zirvesi’ni yakından takip edebilme imkânı buldum. KKTC olarak belki resmi olarak masada yoktuk, ancak bir şekilde zirvenin yapıldığı salonda yer alarak zirveyi yakından takip edebilme imkânı bulabildik…

Hatırlanacağı üzere Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) 2006'da gündeme gelmiş ve Nahçıvan’da 3 Ekim 2009’da Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye tarafından kurulmuştur.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov'un ev sahipliğinde 3 Eylül 2018 Pazartesi günü gerçekleşen 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyovev ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban katıldı.

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Ceenbekov, ‘’Ortak tarih, kültür ve dil temelinde kurulan Türk Konseyi'nin bugünkü zirvesi Türk dünyasının yüzyıllarca süren dostluğunu yeni bir seviyeye çıkartarak yeni bir sayfa açacaktır.’’dedi.

Ceenbekov’un bu sözü bana Issık Gölü’nden ilham alarak kitaplarında sıklıkla Türk dünyasının birleşmesini öne çıkaran yazılar kaleme alan dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Atmatov’un ‘’gün olur asra bedel’’ kitabını hatırlattı…

Kırgızistan’ın ev sahipliğinde “Gençlik İş Birliği ve Ulusal Spor” temasıyla düzenlenen 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne Özbekistan "onur konuğu" ve Macaristan ise "gözlemci ülke" sıfatı ile ilk kez katıldılar. Özbekistan ve Macaristan’ın zirveye dâhil olmasının kurucu ülkeler tarafından memnuniyetle karşılandığını yakından gözlemleme imkânı bulduğumu özellikle belirtmek isterim.

Gözlemci üyeliği onaylanan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, zirvede yaptığı konuşmasında ‘’Türk Devletleriyle ortak kültürel ve tarihi bağlara sahibiz. Türk Konseyi ile yakın işbirliği içinde çalışmak istiyoruz’’ dedi.

Yine zirveye ilk kez katılarak üyeliğe kabul işlemleri başlatılan Özbekistan’ın Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ise ‘’Türk Konseyi'nin toplantı ve projelerine katılma konusunda istekliyiz. Türk Konseyi’nin Modern İpek Yolu Ortak Tur Projesi'ne Buhara ve Hiva gibi tarihi şehirleri dâhil etmeye hazırız’’ dedi.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev ‘’Türk Konseyi'ne üye ülkeler arasındaki ticaret hacmi son iki yılda yüzde 22 arttı. Devletlerarasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri daha da geliştirmek gerekiyor. Batı ile Doğu'yu, Güney ile Kuzey'i birleştiren halklarız, bu bizler için büyük bir avantajdır.’’ dedi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ise konuşmasında "Gelecekte, uluslararası kurumlarda karşılıklı destek konusunda ek adımlar atmamız gerektiğini düşünüyorum. Bölgesel güvenlik konuları büyük önem taşımaktadır.’’ dedi.

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında "Bugün bizleri bir araya getiren sadece dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz değil, güvenli ve müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etme arzu ve irademizdir. Refahımızı ilerletmek, kalkınma hamlelerimizi başarıya ulaştırmak ve yüzleştiğimiz sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için güç birliği yapmamız şarttır.’’

Türk Konseyi'nin İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve diğer çok taraflı platformlar ile eşgüdüm içinde faaliyet göstermesine önem veriyoruz. Dolara bağımlılık uluslararası ticarete engel olmaya başladı. Kendi para birimimizle ticaret yapmaya yoğunlaşmayı öneriyoruz" dedi.

Zirve sonunda Genel Sekreterlik görev süresi tamamlanan Azerbaycanlı Ramil Hasanov’un yerine Kazakistan'ın eski Tahran Büyükelçisi Bagdad Amreyev'in getirilmesine, bir sonraki zirvenin önümüzdeki yıl Eylül ayı başında Azerbaycan’da yapılmasına ve 4. Dünya Göçebe Oyunları’nın 2020’de Türkiye’de yapılması yönünde bir takım kararlar alındı.

KKTC olarak ne yazık ki henüz Türk Konseyi içerisinde yer almıyoruz. Türkpa( Meclis Başkanları seviyesinde) Türk Akademisi ve Türk Miras Kültür Vakfı içerisinde de yer almıyoruz. Sadece Türksoy (Kültür Bakanları seviyesinde) içerisinde yer almaktayız.

KKTC olarak başta Türk Konseyi olmak üzere bu organizasyon çatısı altında bulunan tüm kurum ve kuruluşlar içerisinde yer almak için ciddi çaba göstermemiz gerekiyor. Bu düşüncemi Türk Konseyi’nin kurulduğu 2009’dan bu yana mümkün olduğunca her ortamda dile getirdiğimi özellikle belirtmek isterim. Bu yapılar içerisinde yer alabilmenin yolu bu uğurda talepkar olmaktan, diplomatik girişimlerde bulunmaktan geçmektedir, diye düşünmekteyim.

Yazımı TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirvede söylediği bir sözle sonlandırmak istiyorum. Erdoğan, zirvede, Yusuf Has Hacip'in, Kutadgu Bilig'de, "Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur." sözlerini anımsatarak, "Tıpkı kara toprağın altındaki altın gibi fikirler de eyleme geçmediği sürece asıl değerini bulamaz." dedi…

Golden Bridge News