Çorum'un Uğurludağ ilçesindeki Resuloğlu ören yerinde sürdürülen arkeolojik kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan 4 bin 500 yıl öncesine ait mezarlıklardaki iskeletler üzerinde bulunan süs eşyaları, silah ve takılar, bilim dünyasına önemli bulgular sunuyor.
Çorum Müze Müdürlüğü gözetiminde Ankara Üniversitesince yürütülen kazı çalışmalarına başkanlık yapan Prof. Dr. Tayfun Yıldırım, AA muhabirine, bugüne kadar yapılan sistematik kazılarda Erken Tunç Çağı ve Hatti dönemine ait önemli bulgulara ulaştıklarını anlattı.
Yıldırım, bölgede 4 bin 500 yıl öncesinde başlayan yerleşimin, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar devam ettiğine dikkati çekerek, kazı çalışmalarında açığa çıkarılan eserlerle önemli bulgulara ulaştıkları bilgisini paylaştı.
Bölgedeki kazı çalışmalarında ilk Erken Tunç Çağı'na ait mezarlık alanı keşfettiklerini, yaptıkları araştırmada Resuloğlu ören yerinde 300'den fazla insanın yaşadığını belirlediklerini anlatan Yıldırım, şunları dile getirdi:
"Son derece zengin bir mezarlık alanıydı. Özellikle gömüler bize 4 bin 500 yıl öncesine ait öbür dünya inançlarıyla ilgili önemli bilgiler sundu. Ölü hediyeleri, buradaki yerli halkın inançları hakkında bize kıymetli bilgiler sundu. Daha önce Alacahöyük'te kral mezarlarının olduğunu biliyorduk ancak halka ait mezarlar konusunda sistematik kazılar gerçekleşmedi. İlk kez 2003 yılında halk mezarları konusunda da sistemli araştırmalarla neticelere varabildik. Bu insanlar çiftçilik ve ziraatla uğraşan, aynı zamanda da madenciliği çok iyi bilen insanlar. Mezar hediyelerine baktığımız zaman bol bol pişmiş topraktan madeni eşyaya kadar çok farklı ölü hediyelerinin mezarlara bırakıldığını gördük."
Kadın mezarlarında silah, erkek mezarlarında takı bulundu
Mezarlarda bulunan eşyaların, bölgedeki halkın, Kafkaslar ve Mezopotamya'daki halklarla ilişkileri olduğunu gösterdiğine işaret eden Yıldırım, "Örneğin, Kafkas tipinde burada baltalar bulabiliyoruz. Özellikle Mezopotamya ve Suriye ile ticari ilişki kurabileceğimiz süs eşyaları buluyoruz. Bunlar bizi çok heyecanlandırıyor." dedi.
Resuloğlu'nda yaşayanların kapalı bir toplum olmadığı bilgisini veren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Zamanımızdan 4 bin 500 yıl öncesine gittiğimizde bu insanların hiç de kapalı olmadıklarını görüyorsunuz. Dolaylı yollardan dışarıdaki modayı takip etmişler. Dışarıdaki sanat zevkini kendileri de bir şekilde burada uygulamaya çalışmışlar. Özellikle hanımların takılarında ve süs eşyalarında bu modanın çok iyi takip edildiğini gösteren son derece önemli bulgular var. Mezarlık alanında bulduğumuz süs eşyaları, sadece kadın tarafından kullanılmıyor, erkekler de süslü. Bazı erkek iskeletlerinin ayaklarında halhallar (kadınların ayak bileklerine taktıkları halka) ve kolyeler de bulduk. Erkekler de takıdan o dönemde vazgeçmemiş. Durum onu gösteriyor. Aynı kadın mezarlarında silah bulduğumuz gibi.
Bugün mezarı açtığımızda silah bulursanız bunların direkt erkeklere ait olduğunu tahmin edersiniz ama biz buradaki bazı kadın mezarlarında saygınlığı olan ve yaşları 50 ile 55 arasındaki kadın mezarlarında statü sembolü olarak silah olduğunu keşfettik. Asa başları, topuz başı, hançer var. Bir hançerin kadın mezarında olması, onların da aynı zamanda silahı sevdiklerini gösteriyor."
Anadolu Ajansı