BİŞKEK, 26 Eylül 2018 /Kabar/. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD temaslarının ardından yarın ziyaret edeceği Almanya, yüksek ihracat hacmi ve istikrarlı ekonomisiyle Avrupa’nın lokomotif ülkesi olmasıyla dikkati çekiyor.
Başkan Erdoğan, Almanya Federal Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in daveti üzerine yarın Almanya'ya gidecek. 29 Eylül'e kadar sürecek 3 günlük ziyaret Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası yapacağı "ilk devlet ziyareti" olacak.
Avrupa kıtasında 9 ülkeyle komşu olan Almanya, 357 bin 22 kilometrekarelik yüz ölçümünün yanı sıra, 2 bin 389 kilometre de kıyı şeridine sahip.
Ülkenin nüfusu yaklaşık olarak 83 milyon ve 512 milyonluk Avrupa’nın en kalabalık ülkesi. Ülkede yaşayan göçmen kökenliler nüfusun yaklaşık yüzde 24’ine denk geliyor.
Almanya'daki 19 milyon 258 bin göçmen kökenli arasında yaklaşık 3,5 milyonluk nüfusla Türkiye kökenliler ilk sırada yer alırken ve bu rakam toplam göçmen sayısının yüzde 14'üne karşılık geliyor.
Türkiye’nin Avrupa’daki tarihsel müttefiklerinden birisi
Soğuk Savaş döneminde Federal Almanya ile ticari, ekonomik ve kültürel ilişkileri yoğun olarak devam ettiren Türkiye, 1960’larda İşgücü Anlaşması imzalayarak, çok sayıda vatandaşını çalışmak için bu ülkeye gönderdi.
Tarihsel olarak Türkiye’nin Avrupa’daki müttefiklerinden biri olan Almanya'nın, Türkiye ile siyasi, ekonomik, askeri ve insani boyutları kapsayan çok yönlü ve köklü ilişkileri mevcut.
İşsizlik oranı sadece yüzde 3,4
Yunanistan, İtalya ve Portekiz gibi diğer AB ülkelerine oranla sahip olduğu düşük işsizlik rakamları, yüksek ihracat hacmi ve istikrarlı yapısıyla Almanya ekonomisi, Avrupa'nın lokomotif ülkesi olarak görülüyor.
Almanya'nın geçen yıl Gayrisafi Yurtiçi Hasılası (GSYH) yüzde 2,9 artarak 3 trilyon 267 milyar avroya ulaşırken kişi başına düşen milli geliri de yaklaşık 40 bin avroya yükseldi. Bu yıl ekonominin yüzde 2 büyümesi bekleniyor.
Almanya, yüksek ihracat rakamlarının ve gelişmiş teknolojisinin yanı sıra AB ülkeleri arasında sahip olduğu en düşük işsizlik oranıyla da öne çıkıyor. Bu yılın Temmuz ayı itibariyle Almanya yüzde 3,4 ile Avrupa Birliği’nde en düşük işsizlik oranına ve yaklaşık yüzde 6,1 ile en düşük genç işsiz oranına sahip ülke olması dikkati çekiyor. Ülkenin iş gücü yaklaşık 45 milyon.
Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya, 2017 yılında 1 trilyon 279,4 milyar avroluk ihracat ve yaklaşık 1 trilyon 35 milyar avroluk ithalat ile dış ticaret hacminde rekor düzeye ulaştı.
Özellikle yüksek katma değerli ürünlere odaklanan Almanya, düşük ücret politikası izleyen ülkelerden kaynaklanan rekabetten İtalya ve İspanya gibi diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha az etkileniyor.
Ülkenin en çok tartışılan sorunları
Son aylarda ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret ihtilafları Alman yetkililerini derin düşüncelere iten önemli gelişmelerden. Geçen yıl yaklaşık 64 milyar dolar ile Çin gibi ABD ile yüksek ticaret fazlası olan Almanya, ABD’nin ek vergilerinden etkilenmemek için stratejiler geliştiriyor.
Ülkede, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez aşırı sağcı bir parti olan Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin yüzde 13.5 oy alarak Almanya meclisine girmesi de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Ülkede aşırı sağın yükselmesi iş dünyasını endişelendirirken, AB yanlılarını da korkutuyor. Ülke yetkilileri ırkçılık olgusunu kabul etmese de göçmenler günlük hayatta sık sık ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor.
Son yıllarda otomobil endüstrisinde çığır açan teknojilerin Çin ve ABD'den gelmesi, dünyada çok satan dijital ürünlerde Alman imzası olmaması ve en fazla ziyaret edilen internet sitesi arasında Alman sitesinin bulunmaması Alman kamuoyununda diğer bir tartışma konusu. Almanya Başbakanı Angela Merkel, şirketlerdeki ve kamudaki bürokratik hantallaşmaya karşı dijitalleşmeye sürekli vurgu yapıyor.
Almanya, aynı zamanda Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden ayrılması (Brexit) sürecini de yakından takip ediyor. Birlik içinde Birleşik Krallığın yerini doldurmak için stratejiler geliştiren Berlin, bunun için yoğun görüşmeler yapıyor.
Almanya'da devlet bütçesi fazla vermesine rağmen, emekli maaşlarının çok düşük olması, konut kiralarının yüksek rakamlara çıkması, yaşlı nüfusun artarak genç nüfusun azalması ve sağlık harcamalarının yetersiz kalması ülkenin diğer tartışılan konuları olarak dikkat çekiyor.
Almanya’nın siyasi ve idari yapısı
Almanya, federatif yapıda bir devlet ve 16 eyaletten oluşuyor. Federal yönetim sisteminde iki ayrı meclisi bulunuyor. Birisi Bundestag (Federal Meclis) ve dört yıl için seçim bölgelerinin nüfusuna göre genel seçimlerle oluşuyor. Diğeri ise Bundesrat, senato mahiyetinde ve nüfus sayısına bakılmaksızın her eyaletin iki temsilcisinden oluşuyor. Yasama yetkisi Federal Meclis’e ait. Ancak Alman anayasasının Federal Meclis’e bıraktığı alanın dışında eyalet meclisleri de yasama yetkisine sahip. Eyaletler, Federal Meclis’in yasama yetkisine giren bir alanda da Federal Meclis bu yetkisini kullanmıyorsa yasal düzenleme yapabiliyorlar.
Yürütme yetkisi Federal Hükümete ait. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Angela Merkel, 2005’den beri ülkede Başbakan olarak görev yapıyor.
AA