İstanbul (Golden Bridge News – Höküme Halilova, Ramiz Meşedihesenli) İstanbul’da bulunan Yusufiyye Kültür Vakfı, Kardeşlik Kültür ve Dayanışma Yörük TürkmenDerneği Başkanı Yusuf Ezel’in desteği ile Bişkek ve Almatı Merkezli TÜRKEL Yayın Grubu olarak gerçekleştirdiğimiz cami ve türbe ziyaretlerimiz sırasında Bilecik ilinin Söğüt ilçesinde Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Gazi'nin babası ve Selçuklu Uçbeyi Ertuğrul Gazi'nin türbesine, türbenin etrafında yatan diğer Alplere geldik.
Kapsamlı bilgi aktaran Ezel, ‘Oğlu Osman Gazi'ye küçük bir beylik ve askeri olarak tecrübeli kumandanlar bırakan Ertuğrul Gazi aynı zamanda iyi bir siyaset adamıydı. Hayatını milletine adamış büyük bir dava adamıydı. Ertuğrul Gazi, cömert, şefkatli, asil, fedakar, heybetli, adil, sabırlı ve dindar biriydi. Oğlu Osman Gazi´ye yaptığı vasiyeti ile altı asır boyunca ayakta kalacak olan bir devletin idarecilik ruhunun temellerini atmıştır’ dedi.
13. yüzyıl sonlarında inşa edilen yapının yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. İlk olarak Osman Gazi tarafından açık mezar olarak yaptırılmış, daha sonra I. Mehmed tarafından türbe haline getirilmiştir. Sultan III. Mustafa zamanında 1757'de yeniden yapılırcasına onarılmış ve ilk yapıldığı hali değişmiştir. 1886 yılında II. Abdülhamid tarafından yeniden onartılmış ve yanına çeşme eklenmiştir.
Ertuğrul Gazi Türbesi altıgen planlı, üzeri kubbe örtülü olup, dikdörtgen bir girişten sonra içeriye ulaşılmaktadır. Bu girişin yanlarında ikişer pencere bulunmaktadır. Türbenin duvarları bir sıra taş ve iki sıra tuğladan örülmüştür. Sandukanın bulunduğu türbenin içindeki batı ve güneydoğu duvarlarına dikdörtgen pencereler açılmıştır.
ERTUĞRUL GAZİ'DEN OSMAN GAZİ'YE VASİYET'İ ŞÖYLEDİR;
Bak oğul!
Beni kır, Şeyh Edebali´yi kırma.
O, bizim boynumuzun ışığıdır. Terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel ona gelme... Bana karşı gelirsen üzülür, incinirim; ona karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz. Baksa da görmez olur.
Sözümüz Edebali için değil, şenceğiz içindir.
Bu dediklerimi vasiyetim say!