Atalar diyarı Türkistan coğrafyasını Türk Konseyi’nin düzenlediği modern ipek yolu Turu ile keşfetmeye devam ediyoruz. Kültür ve medeniyet tarihimizin belgeselini çekiyoruz. 1 Mayıs 2017 tarihinde Çim kent yakınlarındaki tarihi Sayram kentine geldik.
Sayram, Kazakistan'da ilk caminin yapıldığı yer. 8.yüzyılda İslam medeniyeti ile tanıştı. Hoca Ahmet Yesevi'nin dünyaya geldiği şehir Ahmet Yesevi’nin annesi Karaşaş ana ile babası İbrahim Ata’nın türbelerini ziyaret edip Fatiha okuduk.
MUHTEŞEM BİR GEÇMİŞ
Arapça adı İsbicab olan Sayram, ipek yolunun önemli merkezlerinden birisi. Sayram adını, bu gün karadağ denen 4000 metre yüksekliğindeki Sayram Say dağlarından alan Sayram, karlı dağların eteğinde bir tabloyu andırıyor. Şehrin yanı başından Sayram Say ve Aksu nehirleri akıyor.
Tarihi Sayram şehri bakımsız olsada Muhteşem bir tarihi geçmişe sahip. Sayramla ilgili Kaşgarlı Mahmut önemli bilgiler veriyor. Sayram İpekyolu ve Türk İslam tarihinde çok önemli yere sahip.
Sayram’a veda ederek Çin'den başlayıp Avrupa'ya kadar devam eden modern ipek yolu güzergahını takip ederek, Tanrı dağlarını seyir ederek 180 km mesafedeki ipek yolunun önemli bir merkezi olan Taraz şehrine geldik.
TARAZ’DA DEVRİ ALEM
Taraz’da bizleri Kazak devlet yetkilileri karşılayarak, Taraz şehrini İpek yolu döneminde kullanılan tarihi şehir kalıntıları ve kervansarayı gezdik. Taraz müzesine hayran kaldık. Tarihi Talas savaşlarının yapıldığı Kırgızistan'ın Talas bölgesine yakın olan Taraz, Kazakistan devletinin bulunduğu yer olarak da biliniyor. Taraz şehri sanki bir tabloyu andırıyor. Taraz’dan yola çıkarak 340 km lik mesafedeki ipek yolunu önemli merkezi. Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'e gitmek üzere yola çıkıyoruz. Yolumuz uçsuz, bucaksız ovalar ve bozkırlardan geçerken, Karlı Tanrı dağlarının muhteşem manzarasını seyrederken, Kadim ipek yolundan Modern ipek yoluna kültür tarihimizi düşünüp heyecanlanıyoruz.
SAYRAM ŞEHRİNİ TANIYALIM
Sayram, şu anda Şımkent eyaletinin merkezi olan Şımkent şehri sınırları içinde kalan Siri Derya (Seyhun) havzasında Kazakistan'ın güney doğusunda Sayram Su nehri kıyısında ve aynı isimdeki Sayram Su dağlarının yamaçında yerleşik olan ülkenin en eski bir tarihi şehridir. Kazakistan'da ilk Cami burada yapılmıştır.
Sayram, Maveraünnehir bölgesinin en eski yerleşim yeridir. Sayram ayrıca şehirden geçen nehrin de adıdır. Nehrin kaynağı aynı isimde dağda 4000 metrede, yerel kamp alanı ve elma bahçeleri olan bir yerdedir. Dağın adı atlaslarda Sayram Su'dur, ki Türkçe'de Sayram su veya Sayram nehri anlamındadır. Farslı tarihçi Reşideddin Fazlullah Sayram'a Kary Sailam denildiğini, kırk kapılı büyük bir şehir olduğunu ve şehri geçmek bütün bir gün aldını yazmıştır.
ÖN TARİHİ
1999 yılında çağdaş şehir Sayram, kuruluşunun 3000. Yılını kutlamıştır. 7. yüzyılda, beş Tu-lu ve beş Nu-shih-pi boylarından oluşan batı Türk birliği, Çinlilerin de Shih Hsing (on boy) dediği gibi, toplu olarak On-ok bilinirdi. 642 yılında Tu-lu Türk boyunun Hakanı Nu-shih-pi boyundan Sayrama sığınmıştı.
Sayram Arap fetihinden önceki yüzyıllarda zaten önemli bir ticaret bir yeri idi. İslam Sayram'a ve onun yakınındaki şehirlere, önceden müslüman olmuş güneydeki ülkelerden Arap ve Arapça-konuşan müslüman-askerler tarafından getirilmiştir. Araplar kente İsfijab adını vermişler. Sayram, İslami ülke ile çok tanrılı Türkler arasında bir sınır kent görevini yapmıştır. Sayram'da İshak Baba olarak anılan, Arap fetihini idare eden İshak'tır. Sayram ahalisi İslâm dinini benimsedikten sonra İshak Baba'nın yaptırdığı ilk cami'de cuma namazından sonra İsbicâb adı verilmiştir. Müslüman askerlerin sancağını taşıyan Abd al Aziz-baba'dır. Günümüze kadar ulaşan Nasabname adındaki bir el yazmasında, İshak Baba komutasındaki Müslüman savaşçıların Sayram'a nasıl geldiğini anlatır.
SAYRAM'DA SAMANÎLER VE KARAHANLILAR
Samanî hanedanlığı 840 yılında Sayram şehrini ele geçirdiler. Sayram ayrıca İslami Samanîler ile Turfan, Kaşgar, ve Koçu'da ki Türk Kağanlığı arasında önemli ilişki kurmuştur. Farab ve Sayram üzerinden doğuya doğru ana güzergâha, yedek güney güzergâhı hasım taraflar tarafından kontrol edilmektedir. Karahanlılar Sayram'ı Samanî hanedanı II. Nuh'un saltanatı sırasında 980 yılında ele geçirdiler.
Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk'te;
Sayram, topuktan yukarı çıkmıyan su, sığ ve say "kara taşlık yer." olarak tanımlamıştır. Türkler eskiden küçük taşlı kayalık nehir yataklarına, dağ derelerine say adını kullanırlardı, ki çoğunlukla bugünkü coğrafi adlar dizini ile kuru nehiryatağı, çakıl, sığ yer anlamındadır.
İSMAİL KAHRAMAN/ MAKALE