BİŞKEK, 26 Mart 2019 /Kabar/. Türkiye Cumhuriyetinin Bişkek Büyükelçiliği resmi Facebook sayfasına atifta bulunan GBNews'e göre,
“Tarihin Sıfır Noktası”: İnsanlık tarihini değiştiren dünyanın en eski ibadet yeri. Göbeklitepe, insanların neden yerleşik düzene geçtiklerine ilişkin görüşleri derinden sarsmıştır.
Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, Temmuz 2018’de düzenlenen UNESCO Dünya Miras Komitesi 42. Toplantısı’nda, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne kaydedilmiştir.
Tarihi 12.000 yıl öncesine dayanan Göbeklitepe, “medeniyetler beşiği” olarak adlandırılan Mezopotamya’da bulunan en eski şehirlerden 4.600 yıl; İngiltere’deki Stonehenge’den 6.600 yıl; Mısır piramitlerinden 7.100 yıl ve Malta’daki dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen yapıdan 6.100 yıl önce kurulmuştur.
Şanlıurfa şehir merkezinden 20 km uzaklıkta yer alan Göbeklitepe’nin yakınında Nevalı Çori Neolitik Alanının yanısıra, Hz. İbrahim Kral Nemrut tarafından yakılmak istendiğinde alevlerin suya, odunların ise balıklara dönüştüğü rivayet edilen Balıklıgöl bulunmaktadır.
Yürütülen kazı çalışmaları neticesinde, “tarihin sıfır noktası” olarak adlandırılan Göbeklitepe’nin yerleşim birimi olarak değil, ibadet amacıyla inşa edildiği ortaya çıkmıştır. Sözkonusu bulgu, insanoğlunun avcı ve toplayıcı toplumdan yerleşik topluma geçişini esas alan insanlık tarihi yazımını temelden sarsacak niteliktedir. Başka bir deyişle, bölgedeki avcı ve toplayıcı toplumların, belli dönemlerde biraraya gelerek ibadet ettiği bir tapınak olan Göbeklitepe Neolitik Alanı, tarımın insanları yerleşim birimleri kurmaya, sanat ve dini geliştirmeye sevk ettiğine yönelik yaygın kabul gören tezi çürütmektedir.
İlkel el aletlerinin kullanıldığı Neolitik dönemde inşa edilen Göbeklitepe’de, insanları tasvir ettiği düşünülen ve ağırlıkları 10-15 ton arasında olduğu tahmin edilen “T” biçimli dikili taşların (stel) nasıl taşındığı ve dikildiği henüz çözülememiştir. Öte yandan, steller üzerinde yer alan kabartmalı hayvan ve bitki figürleri, heykeltıraşlığın dünyadaki ilk örnekleri olarak kabul edilmektedir.
Göbelitepe’nin yapılışından yaklaşık 1.000 yıl sonra tonlarca toprak ve çakıltaşı ile neden gömüldüğü ve günümüze kadar nasıl zarar görmeden ayakta kaldığı ise, keşfedilmeyi beklemektedir.
Göbeklitepe’deki ilk arkeolojik çalışmalar 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ile Şikago Üniversitesi’nden oluşan bir ekip tarafından yürütülmüş olmakla birlikte, bulguların yanlış yorumlanması neticesinde, Göbeklitepe keşfedilememiştir. Nevalı Çori’de arkeolojik çalışmalar yapan Alman Arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in Şanlıurfa Müzesi Müdürlüğü ile 1995 yılında başlattığı kazı çerçevesinde sözkonusu alan günyüzüne çıkarılmıştır.
300 metre genişliğinde bir alana yayılan Göbeklitepe Arkeolojik Alanında yapılan yüzey taramaları sonucunda tespit edilen 20 tapınak alanından yalnızca altısı bugüne kadar ortaya çıkarılmıştır. Sözkonusu yapıların 30 metre çapında ve 15 metre genişliğinde olduğu tespit edilmiştir.
Göbeklitepe’nin, insanlık tarihine ışık tutmanın yanısıra, “Peygamberler Şehri” olarak adlandırılan Şanlıurfa’nın dünya çapında tanınmasına katkı sağlayacağı ve bölgedeki arkeolojik çalışmaları teşvik edeceği değerlendirilmektedir.
Göbeklitepe’ye ilişkin ilave kapsamlı bilgiye “www.zeropointintime.com/tr” adresinden ulaşılaulaşılabilmektedir.