Bişkek (Golden Bridge News – Höküme Halilova, Ramiz Meşedihesenli) Hem İyi Bir Vazife Adamı, Hem De İyi Bir Aile Babası; Örnek Bir İnsan: Emil Gamidov.
1944 Kafkasya sürgünlerinden Emil Bey, henüz 3 yaşındayken gelip yerleştiği Kırgızistan’da büyümüş, okumuş, vazife yapmış; ve her şeyini borçlu olduğu bu topraklara hizmet etmeyi hayatının düsturu olarak kabul etmiş bir insan.
Bazı insanlar vardır; aile hayatıyla, iş hayatıyla ve de cemiyet içindeki konumuyla, toplumla ilişkisiyle örnek insanlardır. İşte Emil Bey, bu insanlardan biri. Günümüzde artık örnekleri azalan, keşke daha çok olsalar, dediğimiz insanlardan biri Emil Bey.
Emil Bey, Kırgızistan vatandaşı bir ağabeyimiz. Yaşı seksene dayanmasına rağmen, maşallah, sağlığı yerinde. Hem bedenen, hem de ruhen oldukça sağlıklı. Sözü sohbeti de yerinde. Onunla konuşurken, daha doğrusu o konuşurken, çünkü o kadar güzel, o kadar akıcı bir konuşması var ki, sohbetin hiç bitmemesini istiyorsunuz. Hem tatlı dilli, hem de dolu dolu konuşan bir büyüğümüz Emil Bey.
Aksakal tabir edilen insanların belki de en iyi misallerinden biri Emil Bey. Bilgisiyle, görgüsüyle, tecrübesiyle insanlara yol gösterebilecek, tavsiyelerine uyulması gereken, ender insanlardan Emil Bey. Kısacası, tam bir bilge…
Bir hafta sonu Emil Beyin misafiri olduk. 4 kızı var Emil Beyin. Kendisine misafir olduğumuz gün, kızları da gelmişti baba evine. Böylece bütün aileyi bir arada görme şansını yakaladık ve Emil Beyin bir aile babası olarak nasıl bir portre çizdiğine de şahitlik ettik. Evet, iyi bir vazife adamı olmasının yanında, Emil Beyin; hem iyi bir eş, hem de çocuklarına iyi bir terbiye veren, onları çok iyi yetiştiren bir aile babası olduğuna şahitlik ettik. Kızları, babalarını gerçek bir baba olarak görmüşler ve hâlâ da öyle görüyorlar. Müşfik, sevecen ve de babacan bir babaya sahipler ve böyle bir babaya sahip olmakla kendilerini haklı olarak şanslı hissediyorlar.
Belli ki, Emil Bey de kızlarını çok iyi yetiştirmiş, onlara örnek bir baba olmuş.
Emil Beyin hanımı da kendisine yakışan bir ablamız. Olgun, akıllı, tecrübeli ve görgülü bir hanımefendi. Fatima Hanım. Hani, “birbirine yakışıyorlar” dedikleri gibi. Güzel bir çift, örnek bir eş olduklarına kuşku yok. Aralarındaki sevgi ve saygıya gıpta etmemek ve bu güzel aile yapısına herkesin sahip olmasını dilememek mümkün değil.
Emil Bey, 1941 doğumlu. II. Dünya Savaşının ortasında dünyaya gelmiş. Bugün Türkiye’nin kuzeydoğu komşusu olan Gürcistan sınırları içinde yer alan Ahıska’da doğmuş. Henüz 3 yaşındayken, Ahıskalı erkeklerin hemen hepsi savaştayken, 1944 yılının Kasım ayında Ahıska’da yaşayan Türkler trenlere doldurulup Orta Asya’ya gönderilmiş. Emil Bey de henüz bebek denecek çağda, Ahıskalı bir Türk olarak bu kervanla birlikte gelip Kırgızistan’a yerleşmiş.
Birçok yakının savaşta ya da sürgün sırasındaki yolculukta kaybetmiş Emil Bey. Ama hayata tutunmasını bilmiş, pes etmemiş. Çalışmış, okumuş ve Sovyetler Birliği döneminde çok üst düzey görevlerde bulunmuş.
İlk tahsilini doğduğu köyde yapmış Emil Bey. Lise ve üniversite hayatı Bişkek’te geçmiş. Üniversitede hukuk tahsil etmiş. Daha sonra Moskova’da, polis akademisinde öğrenim görmüş. Kırgızistan’a döndükten sonra da emniyet hizmetleri sınıfında çalışmaya başlamış ve en alt kademeden başladığı bu mesleğin zirvesine kadar çıkmış.
Emil Beyin çalışma hayatı da başarılılarla dolu. Dürüst ve çalışkan bir polis şefi olarak temayüz etmiş ve her zaman amirleri tarafından takdir görmüş.
Emil Beyin çalışma arkadaşlarıyla da konuşma fırsatı bulduk. Hepsi, Emil Beyin çalışkanlığına, meslek aşkına, görevine bağlılığına şahit olduklarını söylüyor ve kendisinin örnek bir polis şefi olduğunu belirtiyorlar.
Emil Beyi tanıyınca; eşiyle, kızlarıyla ve çalışma arkadaşlarıyla konuşunca; iyi ki böyle insanlar var diyor insan. Toplum eğer ayakta duruyorsa böyle insanların yüzü suyu hürmetine ayakta duruyordur.
Bu yüzden biz de, Emil Bey’e teşekkürlerimizi, minnettarlığımızı bildiriyor, onun gibi insanların her zaman olmasını temenni ediyoruz.
https://www.youtube.com/watch?v=7uS4kcR68rA&feature=youtu.be
