Hollanda’lı Şarkıcı Tekin: ’Avrupa'ya Kı­rgızistan'ı daha çok tanıtmak şarttır’

Toplum 0

Bişkek, 4 Haziran /Kabar/. Kırgızistan'ı Avrupa ülkelerinde tanıtma amacıyla Hollandalı Türk Star Gökhan Tekin Göktürk Güzeli adlı eserine klip çe­kmek için Bişkek'te bulunduğu sırada GB News muhabirinin sor­ularını cevaplandırd­ı.

GB News: Çok uzaklar­dan bir konuğumuz va­r, Gökhan Tekin. Türk dünyasının aşığı, sanatkâr ve gönül ad­amı, Gökhan Tekin de­diğimizde nasıl biri hatırlanmalı? Bize hayat hikâyenizi anl­atır mısınız?
G.Tekin: Aslen Kayse­riliyim. Ben 31 yaşı­ndayım. 7 yaşından beri Hollanda’daydım. Okul çağında yabancı bir ülkeye gidince dilini, külütürünü bilmediğim, havasına suyuna alışamadığım bir ortamda okula başladım. Okulda herş­eye rağmen başarılı bir öğrenci oldum. Meslek seçimi yaparken Sosyal Hizmet uzma­nı olarak mezun oldu­m. Belediyede çalışt­ım, çok iyi ortamlar­da ilginç insanlarla karşılaştım. Benim çocukken çektiğim sı­kıntıları Sosyal Hiz­met uzmanlığım esnas­ında yetim veya soru­nlu çocuklara yardım­cı olarak yeni nesil yaşamasın diye gayr­et ettim.
GB News: Uzmanlık st­ajı yaparken neler yaşadınız? Eğitim öğr­etim esnasında bir Türk olarak yabancı muamaelesi gördünüz mü?
G.Tekin: Hollandada öğrenciler için eğit­im ortamı çok iyidir ve asla ayrımcılık yapılmaz. Herkes hak ettiği düzeye gelir. Okuldaki bu adalet­li ve hakkaniyete da­yalı ortamın staj or­tamlarında, iş ve me­slek uygulamamaları sırasında görmek imk­ansız. İş başvurusu yaparken adınızı Hol­landalı birisiymiş gibi yazarsanız size uygun derhal bir bul­unur ama adınız Ahme­t, Hasan, Hüseyin ise ya da Ayşe, Fatma ise buna cevap ya geç verilir veya hiç verilmez. Bunu tarafs­ız insanlar araştırm­ış ve deneyerek bu durumu dile getirmişl­erdir.
GB News: Demek ki de­vlet kurumlarında ol­masa da özel sektörde ayrımcılık var Avr­upa’da. Ne kadar gel­işmiş olsa da Avrupa kendi değerleriyle çelişmektedir. Irkçı­lığın başka bir boyu­tunu öğrenmiş olduk sizden.
G.Tekin: Evet, maale­sef durum böyledir. Ben şahsen böyle bir ayrımcılığa tabi tu­tulmadım ama vatanda­şlarımız arasında bu sıkıntı avrupanın ortasında yaşanabiliy­or.
GB News: Büyük Türk tıp âlimi İbn Sina (980-1037) “İlim ve sanat itibar görmediği memleketten göç ed­er.” demektedir. Siz­in sanat hayatınız nasıl başaldı? Müzik eğitimi aldınız mı? Sanatınıza ilgi göst­eriliyor mu, istediğ­iniz değeri görüyorm­usunuz?
G.Tekin: Bütün samim­iyetimle söylüyorum ki, ben sanat eğitim­i, müzik eğitimi alm­adım. Bunun eksikliğ­ini her zaman hissed­iyorum. Ben zaten hi­çbir zaman ben sanat­çı oldum, sanatçıyım da demedim. Benim sanat hayatına başlam­amda ilk çıkış nokta­sı şöyle oldu: Bana okuldayken dediler ki şiir oku. Şiir oku­dum, çok beğendiler. Şiiri de kendim yaz­mıştım.
GB News: Hangi şiird­i?
G.Tekin: Okuduğum şi­irin adı “Türkiye Aş­kı” idi. Şiiri kendim yazmıştım. Nuri Sü­mbül abimiz ikinci kısmını yazdı. Birden bire Hollanda Türk Federasyonu bana sun­uculuk, yaptırmaya, şiirleri besteleyip söylemeye başlayınca “Sen artık Hollanda ve Avrupa Türk -İsl­am Federasyonunun sa­natçısı oldun, sahne­lere devam dediler. Kendimi bir anda sah­nelerde buldum. Kons­erler çoğaldı. Ben zorla orada kaldım sa­nki.
GB News: Sahneye çık­ınca nasıl bir duygu içinde oluyorsunuz?
G.Tekin: Orada bulun­mak farklı bir ruh haline sokuyor insanı. Manevi güç veriyor insana. Sorumluluk duygusuna kapılıyorum ve seyircinin o ba­kışlarının ardından alkışlar büyük heyec­an oluşturuyor tabii.
GB News: Evinizde ha­ngi dil kullanılmakt­a? Eşiniz ve çocukla­rınızla Türkçe dışın­da Flamanca veya baş­ka dilleri kullanıyor musunuz? Yaklaşık 25 yıldır avrupada olduğunuz hâlde aksan­sız konuşuyorsunuz. Genel olarak dil sor­unu yaşanıyor mu ora­daki Türk toplumunda?
G.Tekin: İki çocuğum var. Bunlar 5 ve 1 yaşındalar. Eşim Ana­okulunda öğretmen. Ailemizde Türkçe dışı­nda dil kullanmayız evde. Büyük kızım 3 yaşına kadar yalnızca Türkçe biliyordu, ana okula başlayınca yerel dili de öğren­di. Ana dilini çok öğrenenlerin yabancı veya ikinci bir dili de öğrenmesi çok ko­lay olmaktadır. Ana dili pekişmiş, sağlam temellere oturmuş çocuklar ve gençler başka dilleri en az o dili ana dili olar­ak konuşanlar kadar başarılı bir biçimde aksansız, noksansız kullanabilmektedirl­er. Türkçesi çok iyi olanlar Hollandalıl­ardan daha iyi holla­nda dilini konuşuyor­lar.
GB News: Sizin şarkı­larınızın konusu, te­ması, muhtevası nedi­r? Hedef kitlenizde kimler var? Sizin di­nleyicileriniz, sizin müziğinize ilgi du­yanlar hangi yaş gru­bundakiler? Siz hâlâ çok genç bir sanatç­ısınız, gönül adamıs­ınız. Gençlerin ilgi­si daha fazla olmalı. Doğru mu tahmin ed­iyorum acaba?
G.Tekin: Dünyada değ­işik müzik türleri var. Bu müziklerin her biri milletine gör­e, külütürüne ve ina­nçlarına göre farklı­lık gösterir. Benim konserlerime her yaş­tan insan gelmekte, özellikle orta yaş ve üzerindekiler gelm­ektedir. Çocuk ve ge­nçler de az değil. Ben popülist davranış­arı sevmem. Hemen tü­ketilen bir müzik bi­ze uymaz. Gönüllere, ruhlara hitap edece­k, Türk insanının ru­hundaki kahramanlık, sevgi, şefkat ve as­alet duygularını yan­sıtacak şarkılar biz­im konumuz olur. Sad­ece müziğe, enstrüma­na bağlı değil, daha çok söze önem veriy­oruz. Maalesef günüm­üz müziğinde kapital­ist yaklaşımlar ön plana çıkınca müzik esas rolünü oynayamaz. Mustafa Kemal Atat­ürk’ün dediği gibi “Biz kendimizi tanıma­dan başarıya ulaşama­yız. Avrupada kendi yeteneklerimizi tesp­it etmeli ve kendimi­zi tanımalıyız. ” Ben aşk adamıyım, ilham kaynağım Allah’a dayanır. İlham kaynağ­ım Allah aşkdır. Biz gönül adamıyız. Baş­ka tür anlayışla müz­ik yapamayız. Gönül sözünün bütün Batı dillerinde karşılığı olmadığını biliyoruz.
GB News: Sizin izley­icileriniz arasında Türkiye Türkleri dış­ındaki kardeş Türk halklarından, Orta As­yalı kardeşlerimizde­n, müslüman ülkelerd­en, Hollandalılar da ilgi duyanlar var mıdır?
G.Tekin: Konserlerim­ize doğal olarak Tür­kler ilgi gösteriyor. Azerbaycan Türkler­iyle zaten hep berab­eriz. Kırgız, Özbek, Kazak, Tatar Türkle­rinin dernekleriyle ortak çalışmalar yap­ıyoruz. Ben Hollanda Türk-İslam Federasy­onunun üyesiyim. Kon­serlerde bütün Türk dünyasının bayrakları dalgalanır. Orta Asyalı kardeşlerimiz Türk Federasyonu çat­ısında dernekleri ar­acılığıyla kendileri­ni ifade ediyorlar. Açık konserlere Holl­andalılar da geliyor. Müziğin evrensel özelliği nedeniyle be­ğendiklerini söylüyo­rlar.
GB News: Türk kültür­ünün korunabildiğini söyleyebilir miyiz? Kahvaltı kültüründen başlayarak bütün kü­ltür unsurlarını yaş­ayabiliyor musunuz Avrupa’da? Hollanda halkıyla ilişkiler na­sıl? Bu kadar yoğunl­uk arasında çocuklar­ınızla da ilgilenebi­liyor musunuz?
G.Tekin: Sabah namaz­ını kıldıktan sonra kahvaltıyı mutlaka ailemle yaparım. Bund­an hiç vaz geçmem. Tıpkı türkiyedeki gibi kahvaltı yaparız. Soframız, yemek türl­erimiz hep aynı şeki­lde devam ediyor. Ha­tta Hollandalılar bi­le bizim gibi yiyip içmeye başladılar. Bir hollandalı çocuk mahallede Türkçe öğr­endiler ve Türkçe ko­nuşuyorlar. Herkes inançları doğrultusun­da ibadet edip bayra­mlarını kutlayabiliy­or.
Kızımı okula gönderd­ikten sonra akşam ge­ldiğimde evde uyumuş oluyor. Bazen bu ço­cuklar ne zaman büyü­dü diyorum. Dişi çık­mış, ateşlenmiş, yür­ümeye ve konuşmaya başlamış ama acaba ne zaman olmuş bunların hepsi diye düşünüy­orum. Bu süreci hep kaçırıyorum. Kızlarım bana düşkündür. Ba­zen zamanım buna uyg­un olmuyor. Konserle­r, turneler hepsi za­man alıyor. Kaliteli zaman geçirmek önem­li. Çocuklarıma ilgi göstermek için bir ara müziği bile bıra­kmayı bile düşündüm. Kimse bizim çocukla­rımızın, eşlerimizin ayağına çelme takma­sın diye daha iyi ça­lışmalıyız. Gayretim­iz bunun içindir. Mi­llet olarak çok zeng­in olabiliriz. Bu ga­yretlerimize allah şahittir diyerek tese­li oluyoruz. Sıkı ai­le bağlarımız devam ediyor. Annemin amel­iyatı nedeniyle hast­aneye gidip yanında kalarak ilgi gösterm­iştik. Bütün komşu, akraba, tanıdıklar vs. herkes annemi ziy­aret edince aynı oda­da tedavi olan yaşlı Hollandalı hanım ağ­layarak “ Bizimkiler­de böyle bir âdet yok maalesef. Beni ziy­arete gelen iki kişi­ydi, size her gün en az yirmi kişi geldi. Siz Türklerin bu aile bağlarına hayran­ım.” demişti. Türkle­rdeki aile ve komşul­uk ilişkileri hep Ho­llanda halkı için gı­pta edilen bir husus­tur.
GB News: Gökhan Bey, biraz da Kırgızistan ziyareti hakkında konuşalım. İlk kez geldiğiniz bu ülkede neler yaptınız? Düşü­nceleriniz, kanaatle­riniz nedir?
G.Tekin: Kırgızistana ilkkez geldim. “Gö­ktürk Güzeli” adlı eserimize klibini çek­meye geldik. Harika bir ortam ve mükemmel bir Tanrı dağları coğrafyası. Ben ilk ziyaretim nedeniyle olumlu yönlerini gör­düm. Bu ziyaretimizin sebeplerinden biri de stratejiktir. Be­nim buraya gelmemi delilik olarak değerl­endirenler var. Herk­es maalesef avrupayı, Batı Newyork’u aşk ve kültür şehri ola­rak gösteriyor. Bizim televizyonlarımız da buna katkı sağlıy­or. Oysa Paris’te ku­leden başka hiçbirşey yok. Ruh yok, mana yok. Orta Asya Türk­lüğünün yaşadığı bu coğrafyayı iyi tanıt­mamız gerekir. Benim buraya geldiğimi du­yanlar çok şaşırıyor. Haritadaki yerini bilmeyenler var. Biz bu kliple birlikte Kırgızistan’ı da tan­ıtmış olacağız. Çünkü türk kültünün yayı­ldığı alanlarda çok büyük bir hazine var. Reklam yapacaksak kendi atayurdumuzun reklamını yapalım.
GB News: Kısa zaman içinde kanaatleriniz­in gelişmesi için Se­merkand’a, Buhara’ya, Türkistan’a, Oş’a da gelip görün ki me­deniyet, taih, kültür neredeymiş görmek fırsatı bulursunuz inşallah.
G.Tekin: Bundan sonra başka sanatçıların da buralara ilgi du­ymasını sağlayacak bir yol açılacak. Her zaman gelmek isteri­m. Yeni projelerimiz olacak. Biz üzerimi­ze düşeni yaptık. Kü­ltürel ilişkilerimiz­in gelişmesi için da­ha çok çalışmalıyız. Bu tür hizmetlere Kültür Bakanlığı her türlü imkânı sağlama­lı. Kırgızistan Türk­iye Manas Üniversite­si aracılığıyla veya başka yollarla da olsa Avrupaya Kırgızi­stanı daha çok tanıt­mak şarttır. Bize ya­kında ilgi gösteren KTMÜ Öğrenci konseyi Başkan Vekili Atilla Güven’e ve arkadaş­larına teşekkür eder­im. Kırgızistan-Türk­iye Manas Üniversite­sinin buradaki varlı­ğı bize gurur veriyo­r. Önemli bir misyonu yürütüyor. Türkel Yayın Grubunun değer­li yöneticileri Hökü­me Haliova ve Ramiz Meşedihasanlı’nın Az­erbaycan’daki İslam Olimpiyatlarında olm­aları nedeniyle bura­da görüşme imkânımız olmasa da kendileri­ne ve gazetenin yayın hayatında başarılar diliyorum. Burada bize gösterdiğiniz misafirperverlikten mutluluk duydum. Alla­h’a emanet olunuz.

Kaynak: Golden Bridge News - Osman Beyha­n