Son günlerde toplumda milli marşın değiştirilmesi konusunda haraketli bir yorumlar yaşanıyor. Bu konuda "Kabar" ajansı Devlet Başkanına başvurdu ve onun fikrini dinledi.
- Merhaba Sadır Nurgojoeviç!
- Selamlar!
- Şu anda kitle iletişim araçlarında ve sosyal ağlarda İstiklal Marşı ile ilgili yorumlar sürüyor. Kimisi başka iş kalmadı mı, gerek olmadığını söylerken, kimisi de evet gerçekten değiştirilebilir diyor. Marşın değiştirilmesi gerektiği konusundaki görüşünüzü bize bildirir misiniz?
- Değiştirsek iyi olur. Güncellersek ne olur bunda? Şu anki İstiklal Marşımız 33 yıl önce bağımsızlık yıllarında yazıldı. Burada özgürüz, işte bağımsız bir ülkeyiz, Kırgız halkı, kaderiniz sizin elinizde, yolunuza devam edin, marşı yazanlar sevinçle, heyecanla yazdılar. O günden bugüne 33 yıl geçti. Tam bir devlet olarak oluşmuş durumdayız. Dünya çapında tanınıyoruz. Aradan yüz yıl geçse de özgürleştiğimizi, bağımsız bir ülke olduğumuzu söylemeye devam edecek miyiz?
O halde neden bağımsız bir devlet olduğumuzu, 5 bin yıllık geçmişi olan bir halk olduğumuzu söyleyip, gençlere ve gelecek nesillere ilham verecek bir mars yazmayasınız? Mevcut marşımız elbette unutulmayacaktır. İlk marşımız olarak arşivlerde tarih olarak kalacak. Bazı demokratlar ve popülistler bayrağın değiştirilmesi fikrine karşı çıktı. Şu anki bayrağımız kötü mü? Önceki bayraktan bir adım ilerisinde. Önceki bayrağımızdaki güneş sembolü ya ayçiçeği değildi ya da gün işareti değildi. Mevcut bayrağı gören herkes onun bir güneş ışığı olduğunu hemen anlayacaktır. Parlıyor.
- Genellikle kamuoyu bir konuyu yorumlamaya başladığında politikacılar da dışarıda bırakılmaz. İstiklal Marşı'nın teması siyasilerin dikkatinden kaçmadı. Örneğin Adahan Madumarov, Cogorku Keneş Başkanı'nın milli marşın değiştirilmesi yönündeki görüşünü tarihe ihanet olarak değerlendirdi ve buna karşı olduğunu söyledi. Bu konuda yorum yapabilir misiniz?
- Zavallı Adahan yaşlandı. Görmezden gelin. Bugün söyledikleriyle çelişecek. Mevcut duruma ilişkin fikir ve tutumlarını sürekli değiştiren kişilere vatansever denemez. Bu tür insanlar bencildir. Ben olmalıyım, benden başka kimse olmasın diyorlar.
Bir örnek vereyim. 2009 yılında Komiser olarak çalıştığım dönemde "Uluslararası Şeffaflık Örgütü"nün Müdürü ile Adahan'ın resepsiyonuna gelmiştim. O dönemde Devlet Sekreteri görevindeydi. Aynı zamanda "ÜLKENİN ANA İDEOLOĞU". Örgütün Başkanı gittikten sonra Adahan beni aldı ve masasının üzerindeki kağıtları gösterdi. Kâğıtta yeni bir bayrak, yeni bir marş, yeni bir arma çiziliydi. Bayrağın rengi mavidir. Bunların değiştirilmesi konusunu gündeme getiriyorum. Bayrağımız eskiden maviydi. Manas destanında da mavi asaba da denir. Eğer bu armanın üzerindeki kartala bakarsanız. Buzağı tavuk butuna benzer. Kartalın bileklerinin kalın olması gerekir.
Ben de "evet haklısın, değiştirirsek doğru olur" dedim. Bayrak da çok şıkmış. Bütün bunları fark eden zor bir insansın" diye övdüm ve gittim. Zavallı adam bunu unutmuş olmalı değil mi?
Dün "Kurultay olmadan kalkınamayız, hava gibi su gibi Kurultay'a da ihtiyacımız var" dediğini unuttu mu ve bugün Kurultay'a karşı çıkıyor.
Artık marşın yarın değiştirilmesi söz konusu değil. Marş yaratıcı kişiler, besteciler, şairler tarafından yazıp halka sunulmalıdır. Halkın çoğunluğunun desteklediği marşımızı kabul edersek fena olmaz. Öğrencilerden velilerimize kadar İstiklal Marşı söylemek ne güzel. Gerektiğinde düğünlerde, konserlerde söylenirse ne sakıncası var? İstiklal Marşı'nın içeriği devletimizi yücelten, vatandaşlarımızı vatanseverliğe, birliğe, barışa, devletimizi yüzyıllara saklama sloganlarına çağıran bir içerik olmalıdır. Hayatımız boyunca özgür olduğumuzu söylemeye devam mı edeceğiz?
Çin arşivleri 5000 yıllık bir geçmişe sahip olduğumuzu kanıtlıyor. Şimdi tarihçilerimiz arşiv kazıyor ve materyalleri Kırgızcaya çeviriyor.
Orta Çağ'da neden devletliğimizi kaybettik? Böyle kıskanç, yozlaşmış insanlar yüzünden bir zamanlar ülkemizi kaybettik.
Artık devletimizi yeniden kurduğumuza ve güçlendirdiğimize göre, böyle bir pastişe giderek devletimizi yeniden kaybetmemeliyiz.
Eğer gerçek bir vatanseverseniz, tek kelimeyle, tek duruşla durmalısınız. Bugün bir şeyi, yarın başka bir şeyi konuşmak bir adamın işi değildir.
— Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.
- İşinizde başarılar diliyorum!
Röportaj yapan "Kabar" Kırgız ulusal haber ajansı müdürü Mederbek Şermetaliev.