Yedi bağımsız Türk Devleti’nden biri olan ve Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Çin’le çevrili Kırgızistan’ın, Ruslar’ın ifade ettiği şekliyle UFA’nın başkenti Bişkek’teyiz. Kırgızistan'ın başkent Bişkek, aynı zamanda yaklaşık 1 milyon civarı nüfusuyla Kırgızistan’ın en büyük şehri. İşte Sovyet izleriyle Bişkek gezi rehberi...
Kırgızistan, Kazakistan’la birlikte Türk vatandaşlarından vize istemeyen iki Türk Devletinden biri. (Azerbaycan, sınırda kolay bir şekilde vize verse de Türk vatandaşları yine de Azerbaycan’da vize rejimine tabidir). Kırgızistan’a, Türkiye’deki herhangi bir şehre seyahat eder gibi seyahat etmek oldukça keyif verici.
Fakat Kırgızistan’daki seyahatiniz 5 iş gününden fazla sürecekse Devlet Kayıt Hizmetleri Bürosuna pasaportunuzla gidip kayıt olmanız gerekiyor. Bu kayıt işlemini yaptırmazsanız ülkeden çıkışta sorun yaşanıyor. Gözaltına alınma, mahkeme süreci, para cezası ve sınır dışı edilme gibi sorunlar yaşanabilir. Kayıt işlemini yaptırdıktan sonra vizesiz olarak istediğiniz kadar ülkede kalabiliyorsunuz.
Bişkek Manas Havalimanı’na doğrudan uçak seferleri var. Buradan taksiyle şehir merkezine ulaşılabilir. Benzin ücretleri çok düşük olduğundan taksiyle bir yerden bir yere ulaşmak oldukça düşük maliyetli.
Kırgız sıradağlarının eteklerinde ve Çuy Nehri vadisinde bulunan Bişkek, geniş yolları, yeşil alanları, Sovyet döneminden kalma apartmanları ve devlet binalarıyla cetvelle çizilmişçesine düzenli. Geniş sokakları, yaya ve bisiklet yolları, parklarıyla oldukça ferah bir şehir Bişkek.
Rus devriminde önemli bir role sahip Lenin’in de yakın arkadaşı olan Bişkekli Mikhail Frunze’nin anısına, 1926 yılında Bişkek adı, Frunze olarak değiştirilmiş. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasını takiben, başkentin adı yeniden Bişkek olmuş. Fakat Frunze’ye olan saygı hiç azalmamış. Öyle ki Frunze Caddesi üstünde olan Mikhail Frunze Müzesi, binlerce askeri objenin sergilendiği, Bişkek’teki en önemli turistik merkezlerden.
Bişkek, Ala-Too Meydanı etrafına kurulmuş. Her santimetrekaresinde Sovyet izi görülen bu devasa meydan, yılın çeşitli zamanlarına yayılmış festivallere ev sahipliği yaptığı gibi, siyasi toplantıların da merkezi. Özellikle Bahar Bayramı ve Bişkek Jazz Festivali sırasında bu geniş meydan oldukça eğlenceli. 2003’ten önce Lenin heykelinin bulunduğu Ala-Too Meydanı’nın ortasında şimdi, Özgürlük (Erkindi) Anıtı yükseliyor.
Tarih Müzesi, Parlamento Binası (Beyaz Saray) ve Monument to Manas the Great yine Ala-Too Meydanı’nda bulunuyor. Parlamento Binası’yla Meydan’ın ortasında bulunan Tarih Müzesi, Sovyet Öncesi, Sovyet Dönemi ve Bağımsız Kırgızistan’ın tarihine ışık tutuyor. Dış yüzeyinden dolayı Beyaz Saray olarak da adlandırılan Parlamento Binası, Sovyetler döneminden kalan ve halen kullanımda olan bir devlet binası.
Bişkek pazarlarıyla oldukça davetkar. Bunlardan en önemli ikisi Osh Bazaar ve şehrin yaklaşık 7 km kuzeyindeki Dordoy Bazaar. Şehrin batı ucunda bulunan Osh Bazaar’a Ala-Too Meydanı’ndan yapılacak uzun bir yürüyüşle ulaşılabilir. Yaklaşık 1 saatlik bir yürüyüş ilk başta kulağa zorlayıcı gelebilir. Fakat Ala-Too’dan başlayıp, batıya doğru yapılacak bu yürüyüş, hiçbir yere sapmadan dümdüz bir cadde üstünde olduğundan ve bu cadde üstündeki dükkanlar ve genel olarak bizatihi bu cadde, Bişkek’i gözlemleme imkanı vereceğinden yürüyüş keyifli bir aktiviteye dönüşecektir.
Sovyet izlerinin yine rahatça takip edilebildiği ve Sovyetlerden kalma antika eşyaların da satıldığı Osh Bazaar’da hediyelik eşyalardan taze meyve-sebzeye, geleneksel Kırgız kalpaklarından, elektrikli aletlere kadar hey şeyin bulunması mümkün. Ben de bu pazardan Kırgız’ın simgesi “yurt”ların küçük bir minyatürünü aldım. Geleneksel Kırgız çadırlarına verilen ad olan “yurt”ların farklı desende çok sayıda çeşidi bulunuyor.
Bişkek’te nüfusun çoğunluğunu Müslümanlar oluştursa da Ortodoks nüfusu da hiç azımsanamayacak kadar çok. Bu sebeple 2.500 kişilik kapasitesiyle Asya’nın en büyük Ortodoks kilisesi, St.Viladimir Rus Ortodoks Kilisesi, Bişkek’te bulunmakta.
Bişkek’te gezerken, Orta Asya göçleri sırasında buradan hiç ayrılmasak nasıl bir hayatım olacağını düşündüm. Anadolu, hiç vatanımız olmasa hep Orta Asya’da kalsaydık, Bişkek’teki tenha sokakların nasıl da kalabalık olacağını, parkları, tarihi yapıları, Sovyet etkisi olmadan mimarinin nasıl şekilleneceğini etrafa bakarken hayal ettim. Bişkek’ten ayrılırken vatanından ayrılan gözü hep arkada kalan kanadı kırık bir kuş gibi hissettim kendimi.
Kırgızistan-Kazakistan arası günübirlik taksiyle seyahat
Bişkek, Kırgızistan-Kazakistan sınırında bir şehir olduğundan, Kazakistan sınırında olan Almatı’ya günübirlik yolculuk yapılabilir. Zira Almatı, Kazakistan’ın eski başkenti olan ve görülmeye değer bir şehir. Bişkek’te kaldığım süre zarfında, Almatı’yı da görmek isteyerek otogar aradım. Benzin fiyatlarının ucuz olmasından mıdır, bilmiyorum, burada iki şehir arasında otobüsten ziyade taksiler yaygın.
Ben de taksiyle Bişkek’e, birkaç saatlik bir yolculukla ulaştım. Aynı zamanda şehir merkezinin biraz ötesinde duran taksi-dolmuşlarla ulaşmak da mümkün. Taksiden iki koltuk daha fazla olan bu araçlar, 6 yolcu bindiğinde hareket ediyor. İki şehir arasındaki ulaşımın maliyeti 100 TL bile değil. Kazakistan da Türk vatandaşlarından vize istemediğinden, Kırgızistan-Kazakistan sınırında da hiç beklemeden ilerleyebiliyorsunuz.
Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/sovyet-izleriyle-biskek-kirgizistan-40431861