BİŞKEK, 26 Haziran 2019 /Kabar/. İlki oyuncak benzeri basit bir makineye benzeyen bisikletin tarihi 1800'lere dayanıyor. Bisikletin patentini ise Alman devlet memuru Baron Karl von Drais aldı.
Her şey, hızlı ve enerji tasarruflu bir araç anlayışıyla başladı. İki tekerlekli ilk araç 1790’larda yapıldı. Bisiklete benzer bu mekanizma, oyuncak benzeri basit bir makineydi.
Makine, sert ahşap bir çerçeveye bağlandı ve sürükleyerek kullanıldı. Fakat bu araçla ilgili bir sorun vardı. Bisiklete binen kişi bacaklarının her ikisini de kaldırdığında düşüyordu. Ayrıca, çabuk yönlendirme kabiliyetinin yetersizliği nedeniyle pek kullanılmadı.
Kimin icat ettiği kesin bilinmese de Fransız zanaatkar Médé de Sivrac’ın bu tasarımla ortaya çıktığı düşünülüyor.
"Draisene" veya "Velocifere"
Yıl 1815. Endonezya Tampora Dağı’nda volkanik bir patlama yaşandı. Bu da atların açlıktan ölmesine, mahsullerin azalmasına neden oldu. Bu olaydan sonra, Alman devlet memuru Baron Karl von Drais, atların yerine kullanılabilecek alternatif bir araç aradı.
Alman memur, 1817 yılında daha önceden belli bir düzenekle oluşturulan bisiklete, ön tekerleği yönlendirmek için basit bağlantılar, sürücünün konforu için sırtlık ekledi. 26 Haziran 1819'da ise Baron, bisikletin patentini aldı.
Adına "Draisene" veya "Velocifere" denilen araçta ayaklar hala yerdeydi.
İlk gerçek bisikletin hikayesi
Bütün bunlar bisikletin oluşması için sadece birer basamaktı.
İlk gerçek bisikleti 1839 yılında, İskoç demirci Kirkpartick Macmillan yaptı. Demirci bisikletin bacaklarının her iki tarafına kol taktı. Daha sonra pedalları taşıyan kısa bir kaldıraç (sırt bandı) ekledi.
27 kilogram olan bisiklette kranklar aracılığıyla bağlanmış pedallar kullanılıyordu.
"Velocipede" olarak adlandırılan bu mekanizma, sürücünün ayaklarını yere koymadan hareket edebilmesini sağladı. Araç, bu alanda başarılı olsa da ticari alanda pek başarı gösteremedi. Tek bir ürün bile satılamadı.
Modern bisiklete geçiş
1858’de Fransız demirci Pierre Michaux, ilk defa yönetilebilir bir pedal sistemi kurdu. Birçok tarihçinin bisikleti icat eden kişi olarak gördüğü Michaux, bu bisikleti Fransa’da yaptı. Pedallar ön tekerleğin göbeğine bağlıydı ve 360 derece dönebiliyordu.
1869 yılında Fransızlar bu bisiklete uluslararası adını yani “Velocipedes”i verdi. Hatta bisiklet dilimize ilk olarak "velespit" olarak girdi. Yıllar geçtikçe halk arasında bisiklet adını aldı.
1870 yılında ise, İngiliz mühendisler James Starley ve William Hillman bisikleti geliştirdi ve ilk vitesli bisikleti piyasaya sunarak bir fark yarattı.
İlk zincirli bisiklet ilk kez 1873 yılında yapıldı. H.J. Lawson’ın yaptığı bisikletin ön tekerinin çapı arka tekerine göre daha büyüktü.
1899’da ABD’de yapılan 1 milyon bisiklet, 31 milyon dolardan fazla ciro elde edilmesini sağladı. İlerleyen yıllarda da bisiklet sürekli gelişti ve değişti.
"Bisiklete bin ve yola çık..."
İskoçya doğumlu yazar Arthur Conan Doyle'ın bisikletle ilgili şöyle bir sözü var:
"Heyecanın azaldığı, günün karanlık göründüğü, çalışmanın monoton hale geldiği, umut etmenin çaresiz kaldığı anlarda, bisikletine bin ve yola çık. Başka hiçbir şey düşünme."
Günlük yaşamda hobi olarak da kullanılan bisiklet, her dönem insanlar için pratik bir araç oldu.
Artık sadece spor için değil, şehir içi ulaşımda da bir araç olarak kullanılıyor ve dünyada milyarlarca insan bisiklete biniyor. Bisiklet hem çevrenin kirlenmesini engelliyor hem de kişiye yakıt masrafı olmadan kullanılabilir araç imkanı sunuyor.
Kaynak: TRT Haber