Suriye'deki savaş bölgesinde 70'ten fazla Kırgız vatandaşı öldürüldü

Toplum 0

BİŞKEK, 5 Ekim 2017 /Kabar/. Kabar ajansına konuşan Kırgızistan Güvenlik İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Temir Cumakadırov Süriye’deki savaş bölgelerinde 70'ten fazla Kırgız vatandaşının hayatını kaybettiğini ifade etti.

Orta Doğu'daki çatışma bölgesindeki bu aşamada 500 ila 700 Kırgızların olduğunu söyleyen Cumakadırov, “Bu rakam belirtiliyor. Terk edenlerin yaklaşık 100'ü kadınlar ve 80'den fazlası çocukdır. 70 kişinin öldüğü belirtiliyor. Bugünkü ana görevimiz vatandaşlarımızın çatışma bölgesine transferi için kanalları engellemektir. Bu bağlamda durumu tersine çevirmek mümkün oldu. Son iki yılda çok sayıda insanın Süriye’ye gitmesini engelledik. Onlarla birlikte önleyici çalışmalar yapıldıktan sonra Suriye'ye gitmek fikrini terk ettiler.” ifadelerini kullandı.

Temir Cumakadırov, aynı zamanda vatandaşların üçüncü ülkelerden, yani Rusya, Türkiye ve Avrupa'dan gelen gezilerinde sorunlar yaşandığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı, “Sosyo-ekonomik durum, ideolojik işleme ve çatışma bölgesinden ayrılan kişileri nereye ve kimin götürdüğüne dair ayrıntılı bir analizimiz var. Buna ek olarak, kolluk kuvvetleri düzeyinde, sınırlarda filtreleme ve düşmanlık bölgelerinden dönen kişileri tanımlama görevi belirlenmiştir. Yılın başından beri Milli Güvenlik Devlet Konseyi (GKNB) subayları tarafından gözaltına alınan bir çok vatandaş, daha önce Orta Doğu'da savaşan kişilere atıfta bulunuyor. Ne yazık ki, bireyler Kırgızistan topraklarında belirli yıkıcı görevlerle geliyorlar.” diye anlattı.

Bilginin gizliliğine atıfta bulunarak kaç kişinin Kırgızistan'a döndüğünü ifşa etmeyen Başbakan Yardımcısı, “Ancak çatışma bölgelerinde olmaktan şüphelenilen her vatandaş tanımlanır ve netleşiyor. Onlarla bir görüşme yapıyorlar ve eşkıya formasyonlarının tarafında savaştıkları onaylandıysa, kolluk kuvvetleri daha yakından çalışıyor. Kırgızistan'a dönen herkesin görüşte olduğunu vurgulamak isterim.” dedi.

Cumakadırov, Kırgızistan Anayasasının çatışmaya katılan insanların vatandaşlığını yasadışı çetelerin bir parçası olarak mahrum bırakılmasına izin verdiğini hatırlatırken, “Vatandaşların haklarının korunmasını göz önünde bulundurmamız ve aynı zamanda ulusal güvenliğin sağlanması ihtiyacını unutmamamız gerekiyor. Çünkü oradaki ideolojik hazırlıklar vatanlarına döneceklerini ve barış içinde yaşayacaklarını garanti etmiyor.”diye ifadelerini tamamladı.