BİŞKEK, 4 Mayıs 2018 /Kabar/. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyareti hem Türk dünyasının geleceği hem de Türkiye’nin uluslararası sistemdeki yeri açısından tarihi bir ziyaret olma özelliği taşıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen Özbekistan’a resmi ziyareti hem Türk dünyasının geleceği hem de Türkiye’nin uluslararası sistemdeki yeri açısından tarihi bir ziyaret olma özelliği taşıyor.
Ziyarete damga vuran noktalardan biri Özbekistan’ın Türk Konseyi’ne üye olacağının müjdesinin verilmesiydi. Bu, Türk dünyasının ekonomik ve kültürel bütünleşmesi yolunda atılmış önemli bir adım olacak ve Türk Konseyini bir uluslararası örgüt olarak oldukça güçlendirecektir. Bu ziyaret tarihidir çünkü yeniden şekillenmenin sancılarını yaşayan uluslararası sistemde Türkiye, Asya kıtasının güçlü ülkelerinden olan Özbekistan’ı artık stratejik ortağı olarak yanına almıştır ve küresel meydan okumalara karşı güç birliği içinde iki ülke birlikte yürüme azim ve kararlılığındadır.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile göreve geldiği ilk günden itibaren yakın ilişki içinde yürütülen bu süreç, Kasım 2016 Semerkant, Mayıs 2017 Pekin, Eylül 2017 Astana ve New York temaslarının ardından 25-26 Ekim 2017 tarihinde Ankara’ya yapılan resmi ziyaret ile taçlandırılmıştı. Bu ziyarette ikili ilişkileri bugünkü stratejik ortaklık seviyesine taşıyacak olan anlaşmalara imza atılmış ve iş forumu aktif çalışma düzenine geçmişti. Hemen ardından da Tashkent City isimli Özbekistan’ın mevcut en önemli projelerinden biri Türk şirketlerinin katılımı ile hayata geçirilmeye başlanmıştı. Ekim 2017 ziyareti ile Nisan 2018 ziyareti arasında Özbekistan bir dizi diplomatik hamle ile bölgesel güç özelliğini perçinledi ve küresel dengelerde söz sahibi bir konuma yükseldi.
İki cumhurbaşkanı arasında 11 Aralık 2017 ve 7 Şubat 2018 tarihlerinde yapılan telefon görüşmelerinde Ankara ziyareti esnasında imzalanan anlaşmalardaki ilerleme ve Taşkent ziyareti esnasında oluşturulacak mekanizmalar, detaylı bir biçimde ve titizlikle izlendi ve tasarlandı. Bunların yanı sıra bu telefon görüşmelerinde Türkiye ve Özbekistan’ın bölgesel ve küresel meselelere bakışları konusunda fikir alışverişinde bulunuldu.
Özbekistan'daki reform süreci
Mirziyoyev göreve geldiği ilk günden itibaren iç politikada iki önemli devrim yaptı. Birincisi Özbek halkının manevi hayatının içine çekinmeden girdi ve devlet ile halkın kaynaşmasının vesilesi oldu. Çeşitli vesileler ile ülkenin her yanında hızla inşası devam eden camilere ziyaretlerde bulundu. İmam Tirmizi, kelam alimi Ebu'l Muin Nesefi, İmam Buhari, Bahaüddin Nakşibendi türbelerine ziyaretlerde bulundu. Bu makamların Özbek halkının manevi merkezleri olması için büyük gayret gösterdi. Halkın büyük saygı gösterdiği bu manevi uluların devletin reisi tarafından ihtiramla ziyareti Özbek halkının büyük teveccühü ile karşılandı. Sovyet döneminde ülkeyi uzun süre yöneten Şeref Raşidov’un ve bağımsızlığın ilk 25 yılında ülkeyi yöneten İslam Kerimov’un isimlerini yaşatan tedbirler almayı da ihmal etmedi. Özbek devlet geleneğinde devamlılığın esas olduğunu gösterdi. Sovyet döneminden başlayarak Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Dini İdaresi Reisi görevini yapmış olan çağdaş Özbek alimi Şeyh Muhammed Sadık Muhammed Yusuf’un adını ülkenin yapılmakta olan en büyük camiine verdi.
Kaynak: AA