TÜRKPA Genel Sekreteri: ‘Aytmatov’un doğumunun 90. yılını kutlamak görevimiz’

Haber analiz 0

BİŞKEK, 28 Mayıs 2018 /Kabar/. TÜRKPA Genel Sekreteri Altınbek Mamayusupov, “Cengiz Aytmatov’un 90.yıldönümünü kutlamak bizim öncelikli görevimizdir.” dedi.

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılan dünyaca ünlü yazar, kalemiyle dünyayı fetheden Cengiz Aytmatov’un doğumunun 90. yılına ithaf edilen etkinliğe katılan Kırgız TV sunucusu Assol Moldokmatova TV’ler ve Kabar ajansı için bir dizi görüşme ve röportaj yaptı.

Yaptığı röportajlar hakkında paylaşımda bulunan Moldokmatova, “TÜRKPA (Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi) Genel Sekreteri, vatandaşımız Altınbek Mamayusupov’un Azerbaycan’da Cengiz Aytmatov'un eşsiz çekimleri ile fotoğraf sergisi düzenlemesine hayran kaldım. Altınbek Mamayusupov, anma törenini Azerice konuşarak açtı. Onun okuryazarlığı, birçok alanda farkındalığı, birçok diplomatın taklit edilmesi için bir örnektir.” ifadelerini kullandı.

Aşağıda Moldokmatova’nın TÜRKPA Genel Sekreteri Mamayusupov’la yaptığı röportajı sunuyoruz.

- Türk dili konuşan ülkelerin parlamentolarının etkileşimine yönelik beklentiler nelerdir?

- Bildiğiniz gibi, 90'lı yılların başlarında, Türk dili konuşan ülkeler arasındaki işbirliği hızlanmış bir hızla gelişmeye başladı ve ülkeler arasındaki bu ilişkiler zamanla çok yönlü doğaya kavuştu. Aynı zamanda, ikili ilişkilere ek olarak, çok taraflı işbirliği, devlet başkanlarının zirveleri yapıldığında tamamen istişari bir nitelikteydi. Zaman içinde, ülkeler arasındaki ortak etnik, kültürel ve tarihsel kökler tarafından birleştirilen yüksek düzeydeki ilişkiler, nitelik olarak diğer işbirliği mekanizmalarına ihtiyaç duyulan koşullarda yeni bir gerçeklikti. 1993 yılında kurulan TÜRKSOY örgütünün 1990'lı yılların başından beri kültürel işbirliğinin çoktan yapılması halinde, diğer önemli faaliyetler kurumsal formatın dışında gelişmiştir. Böylece, bu yüzyılın ilk on yılının sonunda, Türk dili konuşan ülkeler, çok taraflı işbirliği için kurumsal bir çerçeve oluşturmaya başladılar. Üstelik bu çerçeve çok-düzeyli bir yapıya kavuşmuştu: hükümetlerarası düzeyde Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi kuruldu, ya da kısaca Türk Konseyi, Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi kuruldu, kısaca TÜRKPA, Uluslararası Türk Akademisi, bilimsel ve akademik işbirliğinin geliştirilmesine dahil oldu; Türk dünyasının uluslararası kültürel değerler düzeyi, Türk Kültürü ve Mirası Fonu'nun sorumluluğundadır.

Parlamentolararası işbirliğinin gelişmesine gelince, bu işbirliğinin abartılı olmadan potansiyeli çok büyüktür. Gerçek şu ki, ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, mecazi anlamda, giderek daha fazla nüanslar kazanıyor, başka bir deyişle, Türk dünyasındaki entegrasyon süreçleri, şimdiki zamanın eğilimi oldu. Türk ülkeleri arasında yakın ekonomik, sosyal, politik, kültürel ve bilimsel ilişkilerin güçlendirilmesine şahit oluyoruz. Ancak bu süreçler, her şeyden önce, ortak bir yasal çerçevenin oluşturulmasını, uygun bir yasal temeli oluşturmayı gerektirir. Bu nedenle, Türk işbirliği Türk Telekom'un kilit yapısı olan ve parlamento boyutunda olan TÜRKPA, Türk dili konuşan ülkelerin entegrasyonu için bir yasal çerçeve oluşturmak ve geliştirmek için çağrıda bulunuyor. Özellikle sorulan sorunun cevabını dile getirerek, Türk dili konuşan ülkelerin parlamentolarının karşılıklı etkileşiminin olumlu olduğunu söyleyebiliriz, bizim görevimiz bu etkileşim için mevcut büyük potansiyeli gerçekleştirmektir.

- Bu yıl Azerbaycan'ın büyük yazarlarından biri Anar Rzaev'in 80. yıldönümünü kutlanıyor. Bu etkinliğe adanmış etkinlikler düzenlenecek mi?

- Evet, bilindiği gibi, Azerbaycanlı büyük yazar, şair ve senaryo yazarı Anar Rzaev bu yılın Mart ayında 80 yaşına geldi. Bu tarihin önemli olması, yazar Anar’ın Kırgız halkının büyük bir dostudur. Rzaev, büyük yazar Çengiz Aytmatov'un yakın arkadaşıydı ve halklarımız arasındaki ilişkilerin gelişmesine, toplumlarımız arasındaki ahlaki ve manevi bağların güçlendirilmesine katkıda bulunduğundan, iki seçkin insan arasındaki bu dostluğun tahmin edilmesi zordur. Tabii ki organizasyonumuz, Türk dünyasında önemli kültürel ve sanat figürlerine adanmış olayları düzenleme olasılığını düşünüyor.

- Bu yıl, büyük yazar Cengiz Aytmatov'un yaratıcılığının ölçeğiyle uyumludur. Bu konuya özel önem veriyorsunuz. Azerbaycan'da, Aytmatov'un çalışmalarına özellikle saygı duyulmaktadır. Jübile olayları hakkında daha fazla bilgi verir misiniz?

- Bildiğiniz gibi, 2018 yılı, Türk dili konuşan ülkelerde tarihsel ve kültürel açıdan büyük önem taşıyan jübileiler açısından zengindir. Bu bağlamda, Cengiz Aytmatov'un yıldönümü, elbette, büyük yazarın kişiliği ve mirasının ölçeğinin ölçeğinde ön plandadır. Bu nedenle, Cengiz Törökuloviç'in 90. yıldönümünü kutlamak ve böylece, Aytmatov'un mirasının tanıtılmasına, onun korunmasının ve gelecek nesillere aktarılmasının mütevazı katkısını yapmaya görevimizi kabul ediyoruz.

- TÜRKSOY ve TÜRKPA pek çok yönden tamamlayıcı ve aktif olarak işbirliğine girdi, bugün ne ölçüde işbirliği kuruldu?

- Yukarıda da belirttiğimiz gibi, TÜRKSOY, kurumsal düzeyde ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin öncüsü olan Türk işbirliğinin ilk kurumu. TÜRKSOY çerçevesinde kültürel işbirliği, Türk ülkeleri arasındaki ilişkileri niteliksel olarak farklı bir düzeye getirdi. TÜRKSOY'un faaliyetleri sayesinde, uluslararası toplum Türk dünyasının kültürel mirası, değerleri, müzikal ve folklor gelenekleri hakkında son yıllarda daha fazla şey öğrenilmiştir. TÜRKPA, diğer Türk işbirliği kurumları gibi, kültür ve sanat alanındaki ilişkilerin gelişmesinde 25 yıllık büyük organizasyon deneyimini de dikkate alarak, TÜRKSOY ile etkileşime büyük önem vermektedir. Mevcut aşamada, TÜRKPA, Türk dili konuşan ülkelerinin ortak kültürel mirasını koruma ve kullanma çabalarının engellenmemesini sağlamak için TÜRKSOY ile özel projeler yürütmek, yasal tavsiyelerde bulunmak ve yasal destek sağlamakla ilgilenmektedir.

- Etkinliği Azerbaycan dilinde açtınız, hangi dönem için bu konuda uzmanlaştınız?

- Bu soruyu cevaplarken, organizasyonumuzun sekretaryasının Azerbaycan'da bulunduğunu ve Azerbaycan dilini öğrenmekten başka bir seçeneğim olmadığını belirtmek isterim (gülümseyerek). Bunun yanı sıra, fonetik farklılıklara rağmen dilimizin büyük Türk kökü olması büyük bir avantajdır. Bu nedenle, her Kırgız vatandaşının kısa sürede Azerbaycan dilini öğrenebileceğini düşünüyorum.

-Azerbaycan’ın nesini daha çok sevdiniz?

- Tarihsel olarak, Azerbaycan her zaman çeşitli uygarlıkların kavşağında yer almıştır ve bu, Azerbaycan halkının, onların geleneklerinin ve göreneklerinin oluşumuna dair bir iz bırakmıştır. Her şeyden önce, farklı kültürlerin bu bileşimi, doğu ve batı unsurlarının sentezinden etkilendim, ki bu da Bakü'nün başkenti ve diğer şehirlerin mimari görünümünü etkiledi. Ve bu bağlamda, Azerbaycan çok kültürlülüğünün fenomeni ülkenin ziyaret kartıdır.

- Kültürel mirasın korunmasının önemi açısından Azerbaycan, Sovyet sonrası mekân için bir örnektir. Bir prioriyi ne öneriniz?

- Öncelikle şunu vurgulamak isterim ki, Azerbaycan'ın uluslararası arenada büyüyen otoritesi, dinamik gelişimi, Türk dünyasının itici güçlerinden biridir. Eski ve zengin kültür ve sanat, sosyal ve ekonomik ilerleme ve Azerbaycan'ın en önemli varlığı olan insan kaynağı, tüm bölgesel ve küresel süreçlerde tonu belirledi. Bu zor süreçlerin ardında Azerbaycan, barış ve güvenliğin sağlanması için başarılı bir platform olan küresel işbirliği ve diyalog alanı haline geldi.

- Röportaj için teşekkür eder ve başarılarınızın devamını dilerim.

Foto: Aycan Nurlanbekova